18 Şubat 2025 22:31
/
Güncelleme: 23:00

TELUS işçilerinden patrona çağrı: “İtirazı geri çekin, sendikayla masaya oturun”

TELUS Dijital Çağrı Merkezi işçileri, sendika üyesi olmaları nedeniyle işten çıkarmaların devam ettiğini, iş yerinde taciz, mobbing ve baskı uygulamasının artarak sürdüğünü protesto etti.

TELUS işçilerinden patrona çağrı: “İtirazı geri çekin, sendikayla masaya oturun”

Fotoğraf: Kenan Çetin/Evrensel 

İzmir – Kanada merkezli TELUS Dijital Çağrı Merkezi çalışanları iş yerinde sendikalaşmaya karşı işten çıkarmaların devam ettiğini, taciz, mobbing ve baskı uygulandığını yaptıkları basın açıklaması ile protesto etti. TELUS’ta sendikalaşma nedeniyle işten atılan toplam 15 işçinin sürdürdüğü direnişin kırkıncı gününde, Buca Organize Sanayi 3. Bölge’de yer alan iş yeri önünde Çağrı-İş Sendikası tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.

İstanbul ve İzmir Buca’da faaliyet gösteren firmada bini aşkın işçinin çalıştığı ve Çağrı-İş Sendikası’nın işyerinde yüzde 60’a yakın bir üye sayısıyla yetki alması sonucunda TELUS işvereni yetkiye itiraz ederek işçi attığını ifade eden işçiler direnerek kazanacaklarını söyledi.

Basın açıklamasını okuyan işten atılan işçilerden Hasan Hüseyin Yavuz, direnişlerinin kırkıncı günü olduğunu, kırk gündür işyeri önünde olduklarını, içeride güvensiz bir çalışma ortamı olduğunu belirterek, “TELUS kendini "çalışan dostu" bir şirket olarak tanıtıyor. Çeşitlilikten, eşitlikten, güvenli bir çalışma ortamından bahsediyor. Ama gerçekler bambaşka! Çalışanlar, yöneticilerin baskıları ve kötü muameleleri karşısında yalnız bırakılıyor. İş yerinde taciz ve mobbing vakalarına karşı hiçbir mekanizma işlemiyor. Çalışanlar şikâyet mekanizmalarının işletilmediğini, yaşadıkları sorunların üstünün örtüldüğünü görüyor. İş yerinde yaşanan adaletsizliklere, güvensiz çalışma ortamına ve baskıya karşı susmayacağız!” dedi.

“İşçiler antidepresanla hayatta kalıyorlar”

İçeride nefes almanın bile zor olduğunu belirten Yavuz, işverenin iş yerindeki pencerelerin kollarını işçilerin psikolojik baskı ve tükenmişliklerinden dolayı intihar girişiminde bulunmalarını engellemek için alınan bir önlem olduğunu ifade etti. Çağrı merkezi çalışanlarının büyük kısmının antidepresan ilaç kullanarak hayatta kalmaya çalıştıklarını ifade eden Yavuz, “TELUS'un yöneticileri, bu sorunları çözmek yerine pencerelerin açılmasını engelleyerek tehlikeyi gizlemeye çalışıyor. Ama bir müşteri mi geliyor? İşte o zaman sabunluklar değiştiriliyor, temizlik yapılıyor, her şey güllük gülistanlık gösteriliyor. Çünkü TELUS için işçiler yalnızca müşteri geldiğinde değerli!” dedi.

“Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz”

TELUS’un işçilerin maaşlarını bordro oyunlarıyla gasbettiğini, işçilere vaat edilen primlerin ya yatırılmadığı ya da gerekçesiz kesildiği, fazla mesai ücretinin ödenmediği ya da eksik yatırıldığını ifade eden Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: “Maaşlar çeşitli kesintilerle düşürülerek işçiler ekonomik olarak baskı altına alınıyor. İşçiler düşük maaşlarla geçim sıkıntısı çekerken, şirket yöneticileri karlarını artırmaya devam ediyor! Biz daha insanca çalışma koşulları istediğimiz için hedef haline getirildik. Ama TELUS ne yaparsa yapsın, haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Sendika öncülerini işten atarak işçileri korkutmaya çalışıyor! Yetkimize hukuksuz bir şekilde itiraz edip süreci uzatıyor! TELUS işçileri olarak boyun eğmeyeceğiz! Anayasal hakkımız olan sendikal yetkiyi savunmaya devam edeceğiz!”

Çeşitli sloganların atıldığı basın açıklamasına Petrol-İş Aliağa Şubesi üyesi grevci Temel Conta işçileri, TÜMTİS İzmir Şube yöneticileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işten atılan Barış Aras ile çeşitli siyasi parti ve gruplar katılarak destek verdi.

TELUS işçilerine destek için konuşan Temel Conta işçisi kendilerinin de 71 gündür mücadele verdiklerini, TELUS işçilerinin yalnız olmadıklarını göstermek için geldiklerini ifade ederek, “Birleşe birleşe kazanacağız. Yaşasın sınıf dayanışması” dedi.

Başpınar işçilerine ve Türkmen’e destek

Basın açıklamasının sonunda işten atılan TELUS işçisi Yavuz, Antep’de Başpınar tekstil işçilerinin mücadelesine desteklediklerini ifade ederek, BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in tutuklanmasına tepki gösterdi. Sendikacılığın suç olmadığını belirten Yavuz, “Sendikacılık suç değildir. Mehmet Türkmen serbest bırakılsın. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in tutuklanması, işçi sınıfına ve sendikal mücadeleye yönelik açık bir saldırıdır. İşçilerin haklarını savunmak, örgütlenme özgürlüğünü savunmak suç değildir. Mehmet Türkmen derhal serbest bırakılsın. Sendikal haklara yönelik tüm baskılar son bulmalıdır” dedi. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Adalet bakanı, "Kimileri ‘Bize soruşturma açın’ dercesine ortalıkta dolaşıyor" demişti. BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasından sonra siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar şafak operasyonu ile gözaltına alındı

Evrensel'i Takip Et